Piri Reis Harita Gayrimenkul ve CBS Derneği

ÖZEL SEKTÖRDE MÜHENDİS OLARAK YERİNİ ALMAK

Bir mühendis olarak çalışacağınız sektör önemli bir seçimdir. Etkilendiğimiz sebepler farklı olabilir ama özel sektör gibi zor bir alanda da bulunsak, zorunluluk gibi görünse de bu bir seçim.

Sebepleri ve sonuçları olan, aslında tüm hayatınızı etkileyen önemli bir seçim.

Mühendis olmaya nasıl karar verdiniz? Mesela ben, ailemin mühendisliğe olan merakından ve teknik konulara olan yatkınlığımdan etkilenerek mühendis olmayı tercih ettim. Sizlerin de benzer veya farklı sebepleri vardır. Kiminiz ticari kaygılarla, kiminiz mesleki idealler ve yetenekleri doğrultusunda, kiminiz ise sadece puan sıralamasına bağlı olarak rasgele nedenlerden ötürü mühendis oldunuz veya olacaksınız. Eğer kamu kurumuna girememişsek veya kendi iş ortamımızı kuracak imkânlara sahip değilsek geriye iki seçeneğimiz kalıyor: İşsiz kalmak ya da özel sektör gibi dalgalı bir denizde yüzmek.

Günümüzde artık iş bulmak kadar yürütmek, o işte tutunmak ve ilerlemek de oldukça zorlaştı. Sosyoekonomik koşullar, kısıtlı iş olanaklarına karşılık her sene artan üniversite mezunu sayısı iş bulma seçeneklerini günden güne azaltıyor. Pandemi ile birlikte tüm dünyada iş hayatı kısıtlı ve zor bir hal aldı. Eskiden ekmek aslanın ağzında denirdi, günümüzde ekmek aslanın midesine lafını duyar olduk. Özellikle mesleğe yeni atılan genç mühendislere baktığımızda beklentileri çok üst düzeyde olmasına karşın özellikle maddi getiri seçenekleri olabildiğince düşük seviyelerde. Aslında piyasada yüksek performans düşük maaş ilkesi yerleşmiştir. Belirli deneyimi aşmış mühendisler için dahi durum pek farklı değildir. Deneyim sahibi mühendislerle herkes çalışmak isterken, onları çaylak bir mühendis gibi kullanamayacaklarını da bilirler. Kadın mühendislerin ise sadece mesleki ve ekonomik değil, cinsiyet ile alakalı da önemli mücadeleleri vardır. Şantiye ya da atölye ortamında çalışan kadın mühendisler, eğitim seviyesi düşük insanlar tarafından uygulanan psikolojik şiddete tahammül etmek durumunda kalmaktadırlar.

Kamu sektörü, özel sektöre nazaran daha sabit ilerlemektedir. Bunun avantajları olduğu gibi dezavantajları vardır. Daha rahat koşullarda çalışmak insanı rahatlatsa da bu rahatlık algısı ve konfor alanı kişinin gelişimini sekteye uğratır. Özel sektördeki rakipler kendilerini hızla geliştirirken, konfora alışmış bir insan kendisine yatırım yapmayı atlayabilir. Özel sektörde çalışan mühendis ise sağlam adımlarla ilerlemek istiyorsa her daim yenilikçi ve öğrenmeye açık olmalı, ayrıca mesleğindeki en güncel gelişmeleri takip ederek kendisini güncelleyebilmelidir. Şartlar her ne kadar zor gibi görünse de bir mühendis kendisine verilen her işi kendi işi gibi sahiplenmeli ve işine verdiği değerin aslında kendisine verdiği değer olduğunu unutmamalıdır. İşin ekonomik getirisi elbette çok önemlidir. Fakat unutulmamalıdır ki özellikle ülkemizde üniversitede öğrenilen teorik bilgiler tecrübeyle işlenmeden, iş hayatında zor koşullardan geçerek kendimizi geliştirmeden yüksek kazanç sahibi olmak “tatlı bir hayal”dir.

Bir harita mühendisi olarak, özel sektörde hayatını kazanan bir mühendis olarak şunu rahatlıkla ifade etmek durumundayım ki, yaşadığımız ülke fırsatlar ülkesi değil. Hayatın bize sunduğu küçük bir fırsatla bile çok büyük hayaller kurmaktayız. Hayal güzel bir tohumdur, o tohum ancak çalışkanlık toprağında sabırla sulanarak büyüyebilir. Benim önce kendime ve hayata yeni atılmış veya yeni başlangıçlar aşamasındaki meslektaşlarıma tavsiyem, daha girişken davranırken sabırlı bir şekilde çalışma dozunu artırarak önce mesleğimizde sonra ise sektörde yerimizi sağlamlaştırmaktır.

Sibel GÜNER

PiriReis Harita Gayrimenkul ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Derneği

Genel Sekreter